Bütün “değer ölçüsü” yenme ve yenilme üzerine kurulan bir yarışta, son haftalara gelince yangın sadece Türkiye’de değil bütün Avrupa stadyumlarında alevlendi. Düşenler, kalkanlar, ipi göğüslemek için her yolu mübah sayanlar gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçti. Ben aslında bir yazımın konusunu futbola ayıracağımı hiç düşünmezken, akşam haberlerini dinlemek için açtığım televizyonda haber adı altında Continue Reading
Bu yazı ahlakta, insanlıkta, yazarlıkta, politikada ikiyüzlülüğü sanat edinenlere ithaf olunur. Bir taraftan “Dersim’de yaşananlar katliam” diyerek özür beyan edeceksin, diğer taraftan bir baskı rejimi kurarak aynı halkı zindanlara dolduracaksın. Özür sizi günahlarınızdan arındırmaz. Günahlarından arınmak isteyen, önce suçunu itiraf edip, tövbe ettiğini söyleyip sonra da affını istiyor. Peki, 1937-2011 arasında değişen ne? Özür dileyen Continue Reading
Düşüncelerini değiştirmeyenler yalnızca deliler ve ölülerdir. T. Lowell İsviçre küçük kantonlardan oluşan, yarı doğrudan demokrasi olarak adlandırılan, hatta Avrupa’da halkın yönetime en fazla katıldığı bir ülkedir. Hoşunuza gitmeyen bir kanun yönetmelik varsa elli bin imza toplar konuyu halk oylamasına (referandum) taşıyabilirsiniz. Benim en fazla dikkatimi çeken referandumlar, çalışma saatlerinin kısaltılması, bayanlar için doğum izninin artırılması Continue Reading
Konu eğitim olunca sanki kendi kendime içimde bir zorunluluk, borçluluk hissi ile klavyenin başına geçip tuşlara vurmaya başladım. Yazdığıma göre derginize ilgim halen devam ediyor. İlkokula başladığım ilk gün gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Benden büyük abim okula gittiğinden biraz birikimim vardı. Hazır ol, hizaya geç, Türküm doğruyum, çalışkanım vs. Öğretmenin boy sırasına geç Continue Reading
Dünya’nın bu derece sorumsuz gidişi, İsviçre’nin burjuva gazetelerini bile korkutmuş olmalı. ”Açlık devrim yaptıracak. Dünya Afrikalı çocukların ölümünü seyrediyor” başlıklı yazı beni şaşırttı. Türkiye’de son günlerde olanları düşündüm. Bu işsizlik, açlık yoksulluk, yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık Türk halkına ne yaptırabilir diye düşündüm. Acaba biz, bir ülkenin göz göre göre nasıl bir yozlaşma batağına gömülüşünü mü Continue Reading
Bıyıklı politikacıların yaygın olmadığı bir ülkede bıyıksızları da geride bırakarak, siyaset yapmak için cinsiyet farkı değil kafa gereklidir dedi ve Zürih başkanlık koltuğuna oturdu. Batıyı model olarak almaya can atanlar acaba Zürih Belediye Başkanlığına Sosyal Demokrat partiden lezbiyen Corine Mauch seçildiğini duysalar ne düşünürler? Evet, kıran kırana seçimler sadece Türkiye’de olmadı. 29 Mart Zürih halkı Continue Reading
Genelinde ülkeler tarihlerinde toplumsal geçmişleri ile ilgili onur duyacak kazanımlarını abideleştirip korurlar. Hatta turizme açarak tanıtımını da yaparlar. Hangi ülkeye gitseniz hepsinin de kendine göre öğünecek abideleri vardır. Yine her ülkenin tarihinde keşke bunları yapmasaydık diyeceği, üzüldüğü utandığı olayları da vardır. Kimi ülkeler utanacakları olayların üzerini örterken, kimileri de gelecek nesillerine örnek olsun, bir daha Continue Reading
Büyük işleri başaramayanlar küçük işlerle uğraşırmış. Ülkenin aş, iş, yoksulluk gibi ana sorunlarını dururken teferruatlar gündeme oturuyor. Anımsayacağınız gibi o meşhur Kardak adası krizinde Türk ve Yunan savaş gemileri üç beş hayvanın otladığı küçücük adanın etrafında turlar atmaya başladığında Yunanlı gazeteci savaş gemilerinin milyonlarca dolar olan günlük maliyetlerini hesaplamıştı. Netice de yazık bu ada bu Continue Reading
Üretim araçlarını elinde bulunduran sınıfın, aynı zamanda zihinsel üretim araçlarını nasıl kontrol ettiğini canlı canlı izledim. Emeği ile geçinen mülksüzler kendilerine özgü bir düşünce üretemedikleri dönemlerde egemen sınıfın ürettiği düşünceleri eğreti akıl gibi taşırlar. Bugün insanlar sömürünün farkında olmayıp bir de sömürenle bütünleşiyorsa orada akıl, ‘’din, dil, ırk, vatan, millet’’ gibi ayrımcı kavramların esaretine girmiştir. Continue Reading
Kasım ayında Zürih’te birer hafta arayla Ragıp Zarakolu, Beyza Üstün ve Zakarya Mildanoglu’nu dinledim. Ragıp Zarakolu’nu İsviçre’nin en büyük organizasyonlarından Literaturhaus getirdi. Literaturhaus dünyada ezilen halkların yılmaz savaşçılarını, yazar, filozof ve bilim adamlarını konuk etmekle isim yapmış bir kuruluş. Zarakolu kendini anlattı, Türkiye’yi anlattı, yazarlık ve yayıncılık mesleğinin ülkesindeki zorluklarını anlattı. Aynı gecede İsviçre insan hakları temsilcisi, ETH – Üniversitesi Continue Reading