Zürih Halkı Lezbiyen Belediye Başkanı Seçti
Bıyıklı politikacıların yaygın olmadığı bir ülkede bıyıksızları da geride bırakarak, siyaset yapmak için cinsiyet farkı değil kafa gereklidir dedi ve Zürih başkanlık koltuğuna oturdu. Batıyı model olarak almaya can atanlar acaba Zürih Belediye Başkanlığına Sosyal Demokrat partiden lezbiyen Corine Mauch seçildiğini duysalar ne düşünürler? Evet, kıran kırana seçimler sadece Türkiye’de olmadı. 29 Mart Zürih halkı da belediye başkanını seçmek için sandık başına gitti. Aslında bu yazıyı seçilen başkanın bayan ve lezbiyen olmasından değil, Türkiye ve Avrupa’da insani ve politik değer yargılarını ortaya koymak açısından yazıyorum.
Zürih yaşam kalitesi ve yerleşim düzeni bakımından yapılan çoğu araştırmalarda dünyanın ilk üç şehri arasına giriyor. Zaten 2008 yılı Avrupa şampiyonasına ev sahipliği yaptıklarında, yabancı basın sözcülerinin Zürih ve organizasyon için ortak bir açıklamaları vardı. “Yazmak için hata arıyoruz ama bulamıyoruz” Zürih göl kenarı dev ekranlarla, değişik restoran, gösterilerle yüz binden fazla insanı ağırladı. Bu kadar insan bir taraftan maç, bir taraftan göl de yelkenleri izlerken, yeme içme ve tuvalet sırasında beklemedi. İşte böyle bir şehri yaratan ve Zürih halkının bir yerde sevgilisi olan Elmar Ledergerber 7 yıldır sürdürdüğü başkanlığı 16 yaşındaki oğlunun eğitimi ile ilgileneceğini ileri sürerek bıraktı.
Yapılan seçimde iki bayanın yarışı dikkat çekerken Sosyal demokrat aday
Corine Mauch 11 bin gibi bir oy farkı ile ipi göğüsledi. Daha da ilginci Corine Mauch 20minuten gazetesi ile yapmış olduğu röportajda gizleyecek hiçbir şeyim yok lezbiyenim ve seksüel yaşantımın yapacağım görev ile bir ilgisi yoktur dedi. Seçim yarışında rakibi bu konumunu hiç dile getirmezken gazetelerde kısa süre sonra Zürih’i lezbiyen bir politikacı yönetecek müjdesi verirken ilk kutlamaları da homoseksüel derneklerden geldi. Corine Mauch 48 yaşında Amerika’da doğmuş, İsviçreli bir ailenin kızı. Dünya’nın en iyi ilk on üniversitesinden biri olan Zürih ETH-ekonomi bölümünü bitirmiş, 6 dil (Almanca, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Çince) konuşuyor 90 lı yıllarda Rock ve pop gruplarında gitar çalmış. Sosyal Demokrat partinin bütün kademelerinde çalışmış ismi sadece başarı ile anılıyor. Annesi Aargau kantonunun ilk kadın başkanı olmuş.
Bu madalyonun İsviçre yüzü idi. Türkiye tarafını dile getirmek için yüzlerce örnekten sadece iki tane kısa alıntı yapacağım.
‘İÇİNDEKİ KADINI BULMAK’ ÜZERE 15 YAŞINDA KÖYÜNDEN AYRILAN ESMERAY: KÜRTSENİZ, FEMİNİSTSENİZ VE TRAVESTİYSENİZ HAYAT ÇOK ZOR diyor. Evime gitmek için 10 yıl boyunca kullandığım yoldan geçerken şiddete uğradım. Yol üzerindeki karakolun polisleri ‘travestilerin, transseksüellerin buradan geçmesi yasak’ diye başlayan cümlelerini yumruk ve tekmeleriyle sonlandırdılar.
Yeter olsun bu zulüm, bu cehalet başlıklı yazısında Arif Çelebi soruyor.
Tanır mısınız Engin Çeber’i? Siz de benim gibi adını gazetelerden okumuşsunuzdur veya TV bültenlerinde izlemişsinizdir, onun hakkında yapılan haberleri. Engin’i herkes tanıyor artık. Peki, neden hapishanede, demir çubuklarla dövüle dövüle, kafası duvarlara vurula vurula, işkence yapılarak, vahşice katledildiği için. Yasal bir dergi sattıkları için devrimci gençler polislerin saldırısına uğrar. Gözaltına alınanlara karakolda işkence yapılır. Savcı, işkence yapanlara soruşturma açmak yerine yasal haklarını kullanmak isteyenleri tutuklar. Hâkimler savcıyı tersleyeceğine, demokratik haklarını savunanları tutuklar. Jandarma hapishane girişinde işkence yapar. Gardiyanlar ayağa kalkmadı diyerek işkence ile Engin’i katleder. Devlet nedir? Polistir, askerdir, savcıdır, hâkimdir, hapishanedir.
Görüldüğü gibi bu iki alıntı devletin bütün kurumlarının insana, demokrasiye, düşünce özgürlüğüne, cinsiyet farkına ve farklılıklara bakış açısını gösteriyor. Bir tarafta daha seçilmeden önce düşüncesini milyonların önünde özgürce söyleyebilen Belediye başkanı. Diğer tarafta düşüncesini söyleyenlere işkence yapan devlet.
Ben bu anlamda size halk olarak, lezbiyen bir Belediye başkanı seçer miydiniz diye sormayacağım. Çünkü düşünceler özgür bir ortamda soruluyor, yanıtlanıyor, tartışılıyor. Bir düşüncenin doğruluğu veya yanlışlığı konuşulmadan, sorgulanmadan anlaşılmıyor.
anlamak.org