CHP’nin Laiklik ilkesi Sarıgül’e emanet
“Önemli olan, kişinin neye inandığı değil, inandıklarının ona ne yaptığıdır” B. Brecht
Bana sorarsanız ne laikliği ne demokrasiyi ben kimselere emanet etmek istemiyorum ama hep birileri ısrarla sahiplenmeye korur gibi gözükmeye çalışıyor. Cumhuriyet 90 yılını geride bırakırken hiç çözemediği sorunlardan biri de laiklik olmuş. CHP bu sürede laikliği kimselere emanet etmezken her yerde her zaman da kefili olmuş.
Burada uzunca CHP’nin laiklik adına nasıl kafa karışıklığı yarattığına girmeyeceğim. Laiklik adına her türlü Laik ülkelerde devletlerin dininden söz edilemediğini, devletlerin dini eğitim vermediğini, dini kuruluşları finanse etmediğini anımsatmayacağım. Laik darbecilerin darbe sonrası neler yaptıklarına hiç değinmeyeceğim.
CHP kafaların içine dokunmadan üzerindeki örtüyü kaldırarak, görünüşü cilalayıp bugünlere geldi. Şimdi ise emaneti Sarıgül’e devretmeye hazırlanıyor, o halde biz de soralım.
Sarıgül’ü nasıl bilirsiniz?
İnsanoğlu, sadece toplumsal koşulların ürünü olduğundan, düzen birbirinden ilginç çeşitli zekâ ve karakterlerde insan tipleri yaratıyor inceleyelim.
Mustafa Sarıgül’ün Şişli Belediye Başkanı olmadan yani seçimler öncesi Şişli’deki camileri dolaşıp cemaatle sabah namazı kıldığı çok yazıldı konuşuldu ama pek ciddiye almamıştım. Yeterince cengâver olduğunu Deniz Baykal’a karşı aday olduğu zaman CHP kurultayın da gözlerimle gördüm.
Şov düşkünü olup tribünlere oynaması iftar sofralarında, deprem bölgelerine gönderdiği yardımlarda dikkatimizi çekmişti. Mutlaka bu tür yardımları çok insan ve belediyeler yapıyor ama Sarıgül bir başka yapıyor. ‘’ Şişli Belediye binası Esentepe’dedir, yardım malzemesi burada kamyonlara yüklenir, Boğaz köprüsünü geçer İzmit’e, Gölcük’e gider, değil mi? Hayır, Sarıgül kamyonları Taksim’e doğru, yani ters yönde yola çıkartır, yol boyunca Şişli Belediyesi’nin yardım konvoyunu görmektesiniz, diye hoparlörle bağıra çağıra duyurtur, sonra konvoy geri döner, İzmit’e gider.” (milliyet.com.tr)
Popülisttir yükseklerde uçar, 10 Temmuz’da Sivas’a gidecek. “Sonuçta ben ne milletvekiliyim, ne bakan, ne başbakan. Şişli Belediye Başkanı olarak sizce kaç kişi Sivas’ta karşılayacak beni?” diye soruyor. Yanıtını ekliyor:”20 bin kişi bekliyorum. Konvoy, 6 bin araçtan aşağı olmayacak.”
“ABD’li yetkililer dört yıldır benim çalışmalarımı yakından takip ediyor. Siyasi uzmanlar, 28 Mart seçimlerinden önce 1,5 ay sürekli olarak seçim çalışmalarımı incelediler. CHP gençlik kollarından yetişen siyasetçi olarak özellikle gecekondu bölgelerindeki çalışmalarımdan çok etkilendiklerini söylediler. Onlar da şu soruyu soruyor, Şişli’de yüzde 70’e yakın oy alan sosyal demokrat bir aday, Türkiye genelinde niye almasın? “Sarıgül, 14 günlük ABD seyahatinde üst düzey temaslarda bulunacağını söylüyor. Temasta bulunacağı isimleri sorduğumda net yanıt alamadım, sadece “ABD hükümetinin davetiyle yoğun bir programım olacak” diyor.(Radikal FUNDA ÖZKAN)
Mustafa Sarıgül bunlarla da kalmıyor, devam ediyor.
Hem İsa hem Musa hem de Rabbi
Rabbim izin verirse mübarek Cuma öncesi hayırlı bir gündeyiz. Hayırlı haberleri demokrasi diyen, öteki yok diyen bir anlayış diyen, muharrem de ramazan da bizim diye bütün yurttaşlarıma söylüyorum ki “İstiyorum ki bu yerel seçimler Hak’tan yana olsun, hukuktan yana olsun, adalet duygusundan yana olsun.
Her konuşmamda 30 defa Allah dediğim için eleştiriliyorum, bundan sonra 100 defa diyeceğim!”
Sanki “Allah” dediği için onu eleştiren varmış gibi. Kime ne, istersen 100 değil 500 defa de, kime ne?
Şimdi Kocaeli’nde ve İstanbul’da Sefa Sirmen başkanımla Allah’ın huzurunda sizlere söz veriyoruz
Akşam ezan okunduğu zaman iftarımızı açtığımızı zaman Rabbimizin bize verdiği o nimetlerinin güzelliklerini hep birlikte yaşarız. İşte bu ayda analarımızın bacılarımızın evlerimizde yapmış olduğumuz o güzel aşureye bakalım o aşurenin içinde kaç çeşit nimet vardır.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “Rabbim, izin verirse, Adnan Keskin başkanımızla birlikte, Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanımızla birlikte yurttaşlarımızın yüzde yüzünü kucaklayacağız” dedi. Rabbi de izin verdi CHP’li oldu.
Emine Hanım ve Başbakan ile olan insani yakınlığı da hep var. Bu da yetmedi Sarıgül, CHP’ye yanında Hayri İnönü ve Erbakan’ın yeğeni Sabri Erbakan’la gelerek ayrı bir siyasi mesaj verdi. Yani herhalde “ben her kesime eşit uzaklıktayım öne çıkarmış oluyor. Güzel de Sarıgül’ün kendini içine soktuğu yeni siyasi ortam, Şişli Belediyesi’nde bayramlaşma buluşmasına benzemez! Türkiye’de laiklik boğazlanırken (Bedri Baykam)
Sarıgül, Türkiye Değişim Hareketi’nin desteklediği Sıcak Eller Derneği üyesi kadınlarla seslendi, “İstanbul çaresiz değildir ama çarenin nerede olduğunu bir türlü söylemek istemiyorlar. Onların da canları sağ olsun. Çare ben değilim. Çaremiz önce Allah’ımız sonra yurttaşlarımız. Sizden rica ediyorum hiçbir siyasi parti ayrımı yapmayın. Bayrağımıza bağlıysa, inançlarımıza saygı gösteriyorsa herkesle el ele kol kola omuz omuza olacağız” dedi. Yerel seçimlerin yaklaştığını söyleyen Sarıgül, “Büyük gün yaklaşıyor ama o büyük günde bilesiniz ki AK Parti ‘ye oy veren yurttaşlarımız büyük bir gönül rahatlığı ile bize oy verecekler. Milliyetçi Hareket Partisi ‘ne, Anavatan Partisi’ne oy verenler tercihlerini bizden yana kullanacaklar
Görüntü ile öz aynı olsaydı, bilime gerek olmazdı (Marx)
Günümüz politikasında öyle şahsiyetler vardır ki, ondan bütün beklentileriniz, onun için harcadığınız tüm emekler altı delik bir testiye su doldurmaya benzer. Bizim Avanos’un bazı testileri gibi altı delik olursa su çabuk boşalır, eğer testi çatlak ise su varmış gibi gözükür sizi oyalar ama neticede boşaldığını zamanla fark edersiniz. Bu tür kişilerdeki öz ile görüntü arasındaki çelişkiyi takip etmek çok zordur, hele testi çatlak ise sizinle oynar.
Değerli okurlar görüldüğü gibi Sarıgül’den nameleri okudunuz. İlginçtir, nüfus olarak İsviçre’den büyük dev bir kente İstanbul’a başkan olmak istiyor ama konuşmalarında ne plan, ne proje, ne ekonomi ne siyaset, ne sosyoloji, ne şehircilik var, varsa yoksa tek çare Rabbi. AKP’li Kadir abisini bırak, bizim Alaettin cami müftüsü bile ilimle irfanla konuşuyor.
Yani herkes iyi güzel duamızı yapıp halimiz şükredelim düzeni her türlü zalimliğine rağmen sevelim. Bana Lenin’in o meşhur sözlerini anımsatıyor, ‘’Cellât ezilenlerin protestosunu ve öfkesini bastırmak; papaz da ezileni teselli etmek için vardır’’
Peki, ben bu Sarıgül’ü nasıl tarif edebilirim? Sağcıdan sağcı, dinciden dinci, ırkçı, milliyetçi, fethullahçı her neyse tek emin olduğum solcu değil. CHP’ye bu uyarıyı yazmayı kendimce bir görev bildim, çünkü ben de ilk emekleme dönemimi CHP gençlik kollarında geçirdim.
Laikliğin özü din siyasete alet edilmez, dinsel inanç ve fikirler bir vicdan meselesidir, Allah’la kul arasındaki ilişki alanının dışına taşırılmaz, gericiliğe fırsat verilemez. Sevgili CHP yönetimi bir kerelik elinizi vicdanınıza koyup Sarıgül’ün söylemlerini değerlendirin.
Halen İstanbul için Sarıgül diyorsanız, kendinizi kandırabilirsiniz ama o sol yanı biraz zor.
anlamak.org