Foxconn, Sömürü Fabrikası
Bu yazıyı yazarak kullandığımız iPhone, Tablet, Notebook ve Bilgisayar üretiminde yaşanan acımasız sömürüye dikkat çekmek istiyorum. 26.05.2016 tarihli 20 minuten gazetesinde 60 000 işçinin robotların devreye girmesiyle işten atılacağı yazısı kapitalizmin çirkin ve çirkef yüzünü bir kere daha ortaya koydu.
Foxconn Tayvan merkezli 12 Fabrikası Çin’de olan toplam 1,3 milyon işçi çalıştıran dünyanın en büyük elektronik parça üreticisi olarak biliniyor.
Foxconn fabrikaları, başta Apple olmak üzere Dell, Sony, HP gibi dünyanın bilişim sektöründeki en büyük elektronik markalarına ürün ve parça üretiyor. Bu fabrikalarda çocuk yaşta Çinli işçiler ABD’deki işçilerin onda biri ücretlerle çalıştırılıyorlar. Vardiyalar 12 saati aşıyor, tatil yok, yasa yok, baskı ve sömürüde sınır tanınmıyorlar.
Foxconn patronu Terry Gou Tayvan’ın en zengin işadamı olurken, kişisel serveti 6 milyar doların üzerinde olduğu biliniyor. Fabrikalarında onlarca işçi intihar ederken, “intiharları önemsemediğini”, söyleyen pişkin patron daha “yüz binlerce çalışanları olduğunu” söyleyebiliyor.
Güney Çin’in Kunshan şehrindeki Foxconn fabrikasında robotların işçilerin yerine geçmesiyle 10.000 işçi işinden oldu. South China Morning Post gazetesine konuşan bir yetkili, Apple firmasına üretim yapan fabrikanın işçi sayısını toplam 110.000 den 50.000 bine indirerek 60.000 bin işçi çıkaracaklarını açıklıyor. Buna ek olarak bir hükümet yetkilisi de ilerde 600 den fazla şirket Foxconn örneğini takip edeceğini söylüyor.
Foxconn dünyada köle çalışma koşulları ile ün yapmış bir fabrika. Staj adı altında topladığı öğrencileri Playstation 4 yapımı için bedava çalıştırıyor.
Çok kötü şartlar altında çalıştırılan işçiler çok düşük maaş, uzun iş saati ve günde sadece 10 dakika dinlenme molası. İş bitimi topluca yatakhanelerine giden işçilerin iş ve uyuma dışında hiç bir sosyal aktivite ve birbirleriyle ilişkileri yok. Yatak odası anahtarları iş saatlerinde ellerinden alınıyor, tekrar iş bitimi veriliyor.
Aynı Foxconn 2012 yılında çocuk yaştaki işçilerin 12 saatten fazla çalıştırılması, zorla fazla mesaiye bırakma, pansiyonlarda barınmak zorunda olan işçilerin gece yarısı yataklarından kaldırılıp çalışmaya zorlanması gibi uygulamalarla gündeme gelmişti. Vicdan namına hiçbir kuralı olmadığı gibi burjuva hukuk kurallarına bile uyulmayan fabrikalarda işçiler toplu intiharlara başvurmuşlar kendilerini fabrikanın çatısından atarak hayatlarına son verenler olmuştu. Polisle ve güvenlik görevlileriyle çatışmaya giren işçiler işi durdurup greve çıkmışlardı.
Belli bir dönem dünya basını Apple, Sony ve Hp gibi Foxconn da üretilen teknik aletlere boykot çağrısı yapmıştı. Maalesef diyeceğim aradan geçen yıllar kapitalizmin karakterinde hiçbir şey değiştirmediği gibi mantığı sadece para ve kar olan bu sistem şimdide işçilerini sokağa, sefalete açlığa sürüyor.
Ucuz iş gücünün tavan yaptığı Çin’de ABD-Ekonomi dergisi ‘’Forbes’’e göre Wanda Group patronu Wang Jianlin servetini 2015-2016 yılı arasında bir yılda 13,2 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkartarak birinciliği ele geçirir. 21,8 milyar dolarla birinci olan Ali Baba-patronu Jack Ma ise ikinciliğe düşer. Patronlar bu servetleri ile övünürlerken işçiler köle koşullar gereği intihara yöneliyorlar.
İnsana dair hiçbir şey bize yabancı değildir
İnsani değerlere sahip olanların, irkileceği, tüylerinin diken diken olacağı hatta midesi bulanıp kusacağı haberler bunlar. Var olan reel kapitalizmin sınırsız bir şekilde barbarlaşan şeklidir bu.
İşsizlik zaten dünya genelinde gün geçtikçe çığ gibi büyüyor, yaşam emekçi sınıflar için bir kâbusa dönerken yeniden sokaklara sürülen işsizler ordusu, hastalıktan, ilaçsızlıktan ölen insanlar, yaşamdan umudunu kesip intihar eden Foxconn gençleri. Bütün bunlar bu çürümüş kapitalist düzende günlük yaşamın bir parçası haline geldi.
Kapitalizm var olduğu günden beri insan emeğini sömürdüğü gibi doğal kaynakları da sömürüyor. Ve bugün doğa tehlike çanlarını çalıyor. Ozon tabakası delindi, hava sıcaklıkları artıyor, buzullar eriyor, denizler, nehirler ve içme suyu kaynakları kirlendi. HES projeleri ile insanların havası suyu kapitalistlere pazarlanıyor. Kapitalizm her geçen gün insanlığı bir yok oluşa doğru hızla yaklaştırıyor.
“Kapitalizm çürütüyor!” bu tespit, sistem kurulduğu günden beri vardır ve devamlı kendini yineletiyor. Sadece aç bırakması, sadakaya muhtaç etmesi, şükür kültürü şırıngalaması, kırıp dökmesi insanlara gaz sıkması, bombalarla katliamlar yapması değil. Bunlarla birlikte, insan onuru ayaklar altına alması, sevgi, saygı, dostluk, erdem, saf ve temiz olmak gibi insana dair tüm değerleri de silindir gibi ezip geçiyor.
Kapitalizmin dişlileri arasına giren insan; onun gibi düşünüp, onun gibi hissedip, onun gibi yaşamaya başlayarak, tümden insanlığını satılığa çıkartıyor.
Kapitalizm, kâr amaçlı üretim demektir. Kapitalistin amacı, daha fazla kâr elde etmek, bu kârı yeni yatırımlara dönüştürerek kendi denetimindeki sermayeyi büyütmek ve böylelikle de pazardan daha büyük bir pay kapabilmektir.
Kapitalist sistemin mantığı, işçi sınıfına kalıcı bir refah sağlayabilmek üzerine değil, tersine, yüksek işçi ücretlerini ve kazanılmış işçi haklarını tırpanlama üzerine kuruludur.
İ.Ö. 195 159 yılları arasında yaşayan Romalı ünlü komedya ozanı Publius Terentius, Kendine Eziyet Eden Adam adlı eserinde oyunun kahramanlarından Chremes’e söylettiği bir söz. ‘’Kendi işlerini bırakıp da, ey Chremes, başkalarının seni hiç ilgilendirmeyen işlerine karışacak kadar boş vakti nereden buluyorsun?’’ Chremes şu etkileyici cevabı verir, ‘’Ben bir insanım ve insana dair hiçbir şey bana yabancı değildir.’’
Değerli okurlar, insanlar, insan olarak da kalmak isteyenler, Foxconn deyip geçmeyelim insana dair hiçbir şey bize yabancı gelmemelidir.
anlamak.org